1- Hazırlık yapın ;Bir konuşma yapmak zorundaysanız, daha sonra değil, hemen işe başlayın. Hazırlanmak için ne kadar çok zamanınız olursa, kendinizden o kadar emin olursunuz. Ne kadar çok araştırma yaparsanız o kadar etkili izler bırakırsınız. Normal 0 21 false false false MicrosoftInternetExplorer4
2- Dinleyici grup hakkında bilgi sahibi olun ; Dinleyici kişi veya grup hakkında bilgi edinin. Karakteri nedir, beyin kodları nasıl çalışır,sevdiği şeyler,sevmedikleri,inançları ve beklentileri. Dinleyicilerinizin ortak özellikleri nelerdir? Eğitim düzeyleri nasıldır? Bu tür sorulara ne kadar çok yanıt bulabilirseniz, konuşmanızı onların duymak isteyeceklerine o kadar çok odaklayabilirsiniz.
3- Orijinal olmak zorunda değilsiniz samimi olmayı tercih edin; Heyecanlı ve kalpten gelen bir konuşma yapar ve söylediklerinize inanırsanız, seçtiğiniz konu hakkında konuşan ilk ya da 3. kişi olmanız fark e
Psikoanaliz geleneksel bir terapi şeklidir. Terapi esnasında kişi aynı filmlerde gördüğümüz gibi kanepeye yatırılır, terapist kişinin görüş alanının dışında kalır. Psikanalizin amacı, bilinçdışında yatan çelişkileri bilinç düzeyine çıkarmak ve bir çözüme ulaştırmaktır. Terapist kişinin bilinçdışındaki çelişkilerini bilinç düzeyine çıkarır ve bunları kabullenmesini sağlar.
Kişinin bilinçaltının derinliklerine gömülmüş ve anıldığında acı veren yaşantılar hatırlanmaz. Gerek bilinç gerekse bilinçaltı, sıkıntıların yüzeye gelmesini engeller, direnç geliştirir. Bu direncin çözülmesi önemlidir ve oldukça uzun bir yol izlenmesine sebebiyet verebilir. Acı veren durum, yüzeye çıktığında kişinin kaldıramayacağı kadar ağır bir etki yaratacaksa çözüm konusunda çok dikkatli olunmalıdır. Bunu psikoanaliz eğitimi almış bir kişinin yapması gerekir. Yani terapistin ciddi bir eğitimden geçmiş olması önemlidir.
Psikoanalizin bilinçaltında y
İlgi gören başka bir strateji yaratıcılıktır. Walt Disney, yaratıcı çalışmasıyla dünya çapında ünlü olmuş; önde gelen bir NLP yazan ve eğitmeni olan Robert Dilts de, onun başarılı stratejisinin biraz sonra açıklayacağım bir modelini yaratmıştır. Bu modelde, kişiliğimizin bazen yaratıcılık, diğer zamanlarda ise daha gerçekçi ya da eleştirel bir görünüm sergileyen farklı kısımları vurgulanmaktadır. Kişiliğimizin farklı kısımlarına ilişkin bu düşünce NLP'de önemlidir: Bu kısımlar farklı, fakat olumlu niyetlere sahiptir, ama birlikte çalışmazlarsa çatışma ve etkisizlik doğar, uyum içinde çalıştıklarında ise mükemmeliğe ulaşma potansiyeli söz konusu olur.
Bunu, bir yönetici olarak size uygulandığı şekliyle anlatmak istiyorum. Hepimiz kendimizi süper yaratıcı olarak görmesek de, yaratıcı bir şekilde davrandığımız zamanlan genellikle anımsayabiliriz. Gerçekten de, düşünmemizin bu kısmının bilinçsiz niteliği yüzünden, ürettiğimiz olağanüstü fikirler genellikle bizi de şa
Her birimiz Taun 'mı içindeyiz. Tanrı da Bizim içimizde. Tanrım Bizim aramızda hiçbir ayrılık yok. Olamazdı da, yoksa biz de olmazdık. Yüksek Ben, aynen bu sözcüklerin ifade ettiği şeydir -o, varlığınızın en olumlu unsurları, içsel gücünüzün en güven verici hali, içinizdeki İlahi olanı kişisel olarak ifade edişinizdir. O sizi var olan her şeye bağlar: O sizi insan potansiyelinin muazzam kaynaklarına ulaştıracak kanaldır.
Yüksek Ben'iniz meditasyonel diyaloglarınızda olağanüstü önemlidir. Çoğu insan -bir değişim gerçekleşmeden- sorunlarla uğraşmakta, kendi başarısızlık ve hatalarını incelemekte zorlanır. Yüksek Ben, sizi üzen şeyleri kendisiyle gerçekten tartışabileceğiniz halinizdir. Belirli bir odağa konsantre olmanız sizi özgürleştirerek bunu yapabilmenizi sağlar. Bu odaklanma sizi başka her şeyden uzaklaştırır, sizinle benliğiniz arasında biraz mesafe yaratır; kendinizi daha objektif bir açıdan inceleyip keşfetmenize fırsat verir. Yüksek Ben'iniz durum
Televizyon seyretmeyen bir çocuk pek bulamazsınız. Eğer çocuğunuz da çok seyredenler grubuna dahilse, diğer çocuklara oranla kelime hazinesinin daha zengin; bakış açısının daha geniş ve genel bilgisinin daha fazla olacağı kesindir. Fakat, seçici olmalı ve çocuğunuza da seçici olmasını öğretmelisiniz. Birlikte izlediği şeyler hakkında konuşun: Neyin eğlenceli, neyin ilginç, neyin yeni ya da farklı olduğundan söz edin. Seyredeceği şeyler hakkında konuşun. Ne seyredeceği ve ne zaman seyredeceği konusunda plânlar yapın. Televizyonu bir ceza aracı olarak kullanmamaya dikkat edin. Televizyon ve çocuklar hakkında ilginç bir durum vardır: Dikkat kolaylıkla dağılabilir. Eğer o sırada daha aktif bir olay söz konusu ise, çocukların çok azı pasif seyretme durumunu devam ettirir. Televizyonun çocuğunuz üzerinde nasıl bir etki yaptığını belirlemeye çalışın. Eğer televizyona çok düşküme, bu sahte bir dünyanın etkisi altında olduğunu gösterir. Ekrandaki görüntülerle değil gerçek ins
Varılan noktadan daha ileri gitmek istiyorsak, düşüncelerimize nereden başlamamız gerekir? Kusursuzluk çabasını, ya da bazı hallerde karşılaştığımız şekliyle üstünlük çabasını, daha az bilgi sahibi yazarların yakıştırdığı gibi Kudret çabasını pek az sayıda kimseler öteden beri tanımaktadırlar. Ama bu konudaki bilgileri, başkalarına yansıtacak kadar kapsamlı olmadığı gibi, bu çabanın kişiliğin tüm yapısı üzerindeki temel önemi de aydınlatamamakta-dır. Bu kusursuzluk çabasının her bireyde bulunduğunu ortaya atmak, ancak Bireysel Psikoloji dalına nasip olmuştur. Nietzche'nin o atak girişimindeki gibi, insana önce bir süpermen olarak gelişme isteğini aşılamak şart değildir. Bireysel Psikoloji bize her insanda kusursuzluk çabasının ve yukarı doğru yükselme çabasının var olduğunu göstermektedir. Bu kitabı okurken satırlar arasında gizli anlamlan da görmeye alışkın bir okuyucu, kusursuzluk çabasının önemini her an bilerek konuştuğumuzu anlayacaktır. Herhangi bir hastalık olgusunun